13 Ekim 2025 Pazartesi
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, partisinin Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde düzenlenen 1. Olağan İstanbul İl Kongresine katıldı. Ağıralioğlu’na başkanlık divanı üyeleri de eşlik etti. Ağıralioğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
TÜRK MİLLETİNİN GELECEĞİYİZ
“Millet için yola çıktık. İtirazlarımız, milletin sesidir. Daha iyisi mümkündür diye gayretimiz. Bir millet yolculuğuna çıkıyoruz. 28 Ekim’de milletin umut ufkuna kurulduk. Biz, milletimiz için yeniden başlamayı göze alabilenleriz. Bölenlerin karşısında birleştirenleriz, kızanların karşısında sevenleriz. Bağırarak yönetenlere tebessümle eyvallah edenleriz. Biz, Türk milletinin geleceğiyiz. Seçim ne zaman olur bilmem ama seçime iktidar hedefleyenleriz. Memleket yöneteceğiz.
Hizmetine talip olduğumuzun milletin, devletimizin sorunları var. Hamasete kurban etmeyeceğiz
memleketimizi. Türk milletiyle buluşacağız. AK Partiye, 23 yıllık iktidarından sonra 2 yıl daha
ekleyebilirlerse, 100 yıllık cumhuriyetin çeyrek asrını elinde tutmuş iktidara, niçin bundan daha
iyisini yapamadın diye parti iradesini gösterenleriz biz.
2025 KARNESİ HANGİ MAZERETİNİZLE MİLLETİN NEZDİNDE SİZE MEŞRUTİYET VERECEK?
Anahtar Parti, 23 yıllık bu kudretli iktidara, bu iktidarın mazeretsiz iradesine şu soruları yönelttiriyor: Bu 2025 karnesi hangi mazeretinizle milletin nezdinde size meşrutiyet verecek? Size kem söz edenleri hemen buluyorsunuz, milletinize pusu kuranlarla yol yürüyorsunuz, milletinizin evlatlarını öldürenlerle yol arkadaşı oluyorsunuz. Devletin kurumsal kapasitesi hasar gördü. Valilerimiz, tecrübe ettiğiniz partili sistem yüzünden partilerin elinde oyuncak oldu. Bürokrasi, partililikten aşındı. Devletin malını kendinizin zannedip hesap vermeden ihale kanununa istisna diye koyduklarınız… Türk milleti için çıktığımız yolun tomografisinden bahsediyorum. 23 yıldır memleketi ayağa kaldırsın diye iktidarda tuttuklarınız… Yolunuzda tevazu, adalet ve tasarruf
İstanbul siyasetinde yeni bir dönem başladı. Anahtar Parti’nin 1. Olağan İl Kongresi, 5 Ekim Pazar günü Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde yoğun katılım ve büyük coşkuyla gerçekleştirildi. Genel Başkan Yavuz Ağıralioğlu ve binlerce partilinin katıldığı kongrede, “Bir memleketin harbi bu” sloganı öne çıktı.
Kongre, İl Başkanı Cahit Vural’ın etkileyici konuşmasıyla başladı. Vural, “Adımlarımız sert, duruşumuz dimdik” diyerek şehitleri andı ve “PKK’nın elindekilerin hesabını sormazsak anamın ak sütü haram olsun” sözleriyle alkış topladı. “Kimsesizlerin kimi olmaya geliyoruz” diyen Vural, bundan sonra sessiz kalmayacağını belirterek, “Kim laf ederse laf edeceğim” ifadeleriyle dikkat çekti.
Ardından sahneye çıkan Genel Başkan Yavuz Ağıralioğlu, salondakilerin “Yavuz Başkan” sloganlarıyla karşılandı. “Bu yol, mazlumun ekmeğine göz dikenlerin korkulu rüyası olacak” diyen Ağıralioğlu, partinin vizyonunu “adalet, ilkeli siyaset ve milli diriliş” üzerine kurduklarını söyledi. “Bizim davamız makam değil, milletin onurudur” ifadesiyle güçlü bir duruş sergiledi.
Ağıralioğlu, konuşmasında emeklilerden atanamayan öğretmenlere, siftahsız esnaftan dar gelirli ailelere kadar birçok kesimin sorunlarını dile getirerek, partinin toplumsal adalet odaklı politikalar yürüteceğini vurguladı. “Biz millet için çıktık yola, ömrümüz milletimizin yanında geçti” diyerek hizmet siyasetinin altını çizdi.
Konuşmasında, siyasete “ilke, nezaket ve devlet yönetimine ciddiyet” kazandıracaklarını belirten Ağıralioğlu, “Hamasete kurban etmeyeceğiz memleketimizi” dedi. 23 yıllık iktidara yönelik eleştirilerde bulunarak, “Bu enflasyon, bu faiz, bu geçim zorluğu… Bunların hesabı sorulmalı” ifadelerini kullandı.
Gazze ve Doğu Türkistan’a da değinen Ağıralioğlu, “Türk milleti kurtaran millettir, kurtulan değil. Gazze’de çocuklar açlıktan ölüyorsa bu bizim utancımızdır” diyerek uluslararası vicdan çağrısı yaptı. Türkiye’nin bu konularda etkisiz kalmasını eleştirerek, “Zulmü konuşarak değil, durdurarak bitireceğiz” dedi.
Ağıralioğlu, dış politikada onurlu bir duruş ve ekonomide üretim temelli vatan savunması sözü verdi. “Vatan savunmasını lafla değil, üretimle yapacağız” derken, eğitimde kaliteyi artırma sözü de verdi: “Üniversiteleri fikir üreten merkezler hâline getireceğiz.”
Kongrede partinin geleceğe dair hedefleri de açıklandı. Ağıralioğlu, “Seçim ne zaman olur bilmem ama seçime iktidar hedefleyenleriz” diyerek Anahtar Parti’nin iddiasını ortaya koydu.
Konuşmasının sonunda birleştirici bir ton kullanan lider, “Böldünüz, biz birleştireceğiz. Kırdınız, biz toparlayacağız. 85 milyon bizim vatandaşımızdır” diyerek birlik mesajı verdi. “Bu memleketi sizden alacağız, milletle alacağız” sözleri uzun süre alkışlandı.
Kongre, “Sizi sandıkta bekleyeceğiz, milletin vicdanında bekleyeceğiz” diyen Ağıralioğlu’nun kapanış sözleriyle sona erdi. Salondaki partililer, uzun süre “Yavuz Başkan” sloganları atarak coşkuyu sürdürdü.
Anahtar parti İstanbul 1. Olağan İl Kongresi, Genel Başkan Yavuz Ağıralioğlu’nun konuşmasıyla 5 Ekim Pazar günü Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde devam eden coşku ve kararlılığı pekiştirdi. Salonun tıklım tıklım dolduğu kongrede Ağıralioğlu, partinin bir yıllık yolculuğunu, hedeflerini ve topluma sunduğu vaadleri ayrıntılı ve vurgulu bir dille aktardı. Konuşma, hem duygusal hem de iddialı ifadelerin iç içe geçtiği bir hitabet örneği olarak dikkat çekti. Anahtar parti Programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından kürsüye çıkan Anahtar parti İstanbul İl Başkanı Cahit Vural, yaptığı etkileyici konuşmayla salondaki coşkuyu zirveye taşıdı.
Konuşmasına kararlılıkla başlayan Vural,sözleriyle salonu ayağa kaldırdı.
Vural, şehitlerin adını anarken sesi zaman zaman titredi. “Ben bir asker evladı olarak konuşuyorum. O PKK’nın elindekilerin hesabını sormazsak anamın ak sütü bize haram olsun.” ifadeleriyle büyük alkış aldı.
Cahit Vural, Türk gençliğinin kahraman isimlerini anarak şunları söyledi:“Bizim kıymetsiz acılarımız var. Fırat Çakıroğlu var İzmir’den, rahmetli Sinan Ateş var, Aybüke öğretmen var, Trabzonlu Eren var, Fethi Sekin var… Onlara sahip çıkmayanlara sesleniyorum: Önümüzden çekilin! Biz onlara sahip çıkarız.”
Salonda bu sözlerin ardından “Vatan sana canım feda!” sloganları yankılandı.
Vural, konuşmasının devamında Türkiye’nin sahipsiz bırakılmış kesimlerine dikkat çekti:“Bugün polis teşkilatımız kimsesiz, korucularımız kimsesiz, işçimiz kimsesiz, çiftçimiz kimsesiz… Ama bilsinler ki, Sayın Genel Başkanımızla birlikte biz, kimsesizlerin kimi olmaya geliyoruz.” Bu sözlerle birlikte salonda büyük bir alkış tufanı koptu.
Vural, son bölümde sert bir çıkış yaparak, “Bugüne kadar Yavuz Başkan’ın nezaketine hürmet ettiğimiz için sustuk. Ama bundan sonra İstanbul İl Başkanı olarak susmayacağım. Kim laf ederse laf edeceğim, kim harekete geçerse karşısına dikileceğim.” diyerek kararlılığını ortaya koydu.
Vural’ın ardından salonun beklediği an geldi. Sunucunun “Şimdi siyasetin yeni döneminde genç, dinamik ve vizyoner liderimiz geliyor!” sözleriyle birlikte sahneye Anahtar parti Genel Başkan Yavuz Ağıralioğlu davet edildi. Salonda adeta yer yerinden oynadı.
Partililer hep bir ağızdan “Yavuz Başkan! Yavuz Başkan!” sloganları attı. Alkışlar, tezahüratlar ve meşaleler eşliğinde sahneye çıkan Ağıralioğlu, “Bir memleketin harbi bu!” marşıyla karşılandı.
Ağıralioğlu, konuşmasına “Bu yol, mazlumun ekmeğine göz dikenlerin korkulu rüyası olacak” diyerek başladı.“Biz bu millete sevdalıyız. Bu memleketin hakkını yemeye, emeğini çalmaya kalkan kim varsa, karşısında bizi bulacak. Bizim davamız makam değil, bizim davamız milletin onuru, devletin bekasıdır.”
Ağıralioğlu konuşmasında ayrıca yeni siyasi vizyonlarını da anlattı:“Bu kongre, sadece bir teşkilat toplantısı değil; Türkiye’nin yeniden dirilişinin ilk adımıdır. Biz milletin sinesinden doğan bir hareketiz. Ne korkarız ne eğiliriz. Bizim davamızın adı: Türkiye’dir.”
Ağıralioğlu, konuşmasına salondaki birlik ve coşkuya atıfta bulunarak başladı: “Sevda gönüllerde var, gönüllerde var. Aşklar geliyor; geliyor adam.” Bu sözlerle kongrenin hem bir siyasi toplantı hem de duygusal bir çağrı olduğunu vurguladı. “Bir memleketin harbi bu” ifadesini defalarca yineleyerek, hareketin sıradan bir siyasi aktörlükten öte, “memleket davası” olarak algılanmasını sağladı.
Konuşmanın devamında parti programının çerçevesi netleşti: “El ele vereceğiz bu kutlu yolda. Yolsuzların korkulu rüyası olan, mazlumun ekmeğine göz dikenlerin karşısında duracak bir kadro” vaadi, Ağıralioğlu’nun tonunu hem millî hem de adalet odaklı bir yere çekti. Sözlerini sık sık “Sözümüz söz bizim; siz de el verin” çağrısıyla pekiştirdi.
Ağıralioğlu, kongreyi sadece parti içi bir işleyiş toplantısı olarak görmediğini, bunun tersine “bir millet yolculuğunun kararlılığı” olarak tanımladığını söyledi. “Birinci olağan kongre diye dilimizde hecelediğimiz, bir memleket yolculuğunun azminin nişanıdır” sözleriyle kongrenin, hareketin tarihsel iddiasını simgelediğini vurguladı.
Konuşmada, 28 Ekim 2024’teki kuruluşun ardından bir yılın gayretine atıf yapıldı; partinin kısa sürede sokaklara, meydanlara, şehir merkezlerine ulaşma çabasının altı çizildi. Bu çerçevede Ağıralioğlu, “Davetimiz bir kongrenin rutin faaliyetinden daha fazlasıdır” diyerek partinin kitlesel çağrısını öne çıkardı.
Ağıralioğlu’nun konuşmasının en dikkat çeken bölümlerinden biri, toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik taahhütler oldu. Emeklilikte kademe beklentisi olanlar, çıraklık mağdurları, atanamayan öğretmenler, siftahsız esnaf, dar gelirli aileler, yüksek enflasyon ve faiz yükü altında mücadele eden işverenler… Söz konusu grupların sorunları tek tek sayılarak, partinin gündeminin sadece ideolojik tartışmalar değil, somut sosyal-ekonomik sorunlara çözüm üretmek olduğuna dair mesaj verildi.
Ağıralioğlu, “Biz millet için çıktık yola. Milleti çağırdık yanımıza. Ömrümüz milletimizin yanında geçti” ifadeleriyle, siyasi söylemi hizmet odaklı kılmaya çalıştı. Bu vurgu, kongre çağrısını salt parti tabanına değil, daha geniş bir toplumsal tabana yapma hedefini görünür kıldı.
Konuşmada tekrarlanan başka bir tema ise siyasetin ilkeleri ve nezaketine dönüş vurgusu oldu. “Siyasete ilke, mücadeleye nezaket, devlet yönetimine ciddiyet” söylemi üzerinden Ağıralioğlu, mevcut siyasi iklimin eleştirisini yaparken parti olarak farklı bir üslup ve yöntemle iktidara talip olduklarını ilan etti. “Hamasete kurban etmeyeceğiz memleketimizi” sözleri ise siyasetin seviyesini yükseltme ve polemiklere teslim olmama çağrısının net ifadesi olarak yankılandı.
Ağıralioğlu, partinin iddiasını gizlemedi: “Seçim ne zaman olur bilmem ama seçime iktidar hedefleyenleriz.” Bu cümle, partinin kısa vadeli bir muhalefet oyunu oynamadığını, iktidar tahayyülünü programının merkezine koyduğunu gösterdi. Konuşmada, 23 yıldır iktidarda bulunanlara yönelik eleştiriler yer aldı; Ağıralioğlu, “geçmişi doğru muhasebe edebilen, yanlışların hesabını verebilen” bir kadroya ihtiyaç olduğunu savundu.
Ayrıca, partinin hem milliyetçilik hem muhafazakarlık referanslarına atıfta bulunarak, geniş bir tabana hitap etme stratejisi izlediği görüldü: “Memlekette neyi muhafaza etmesi gerektiğini bilenlerin iktidarı” vurgusu, kimlik odaklı fakat kapsayıcı bir dil kullanma çabası olarak okunabilir.
Ağıralioğlu’nun hitabeti; iddialı, zaman zaman duygusal, hedefe odaklı bir yapı sergiledi. Tekrarlar ve güçlü imgelerle dinleyicide aidiyet ve kararlılık duygusu yaratma hedefi öne çıktı. Konuşma, yalnızca gelecek planlarını anlatmakla kalmadı; aynı zamanda partinin “niçin var olduğu” sorusuna cevap verme amacı taşıdı: “Biz Türk milletinin geleceğiyiz.”
Ağıralioğlu konuşmasında İstanbul’a özel bir anlam yükleyerek sözlerine başladı: “Güneş İstanbul’da başka doğar… İstanbul bir milletin varlık iradesinin tecelligahıdır.” Kongrede yapılan konuşmaların sadece İstanbul’a değil, tüm Türkiye’ye hitap ettiğini, burada söylenenlerin “Türkiye’nin tamamının hikayesi” olduğunu belirtti. Bu çerçevede kongrenin, partinin “millet yolculuğunun kararlılığının” nişanı olduğunu ifade etti.
Konuşmanın en dikkat çekici bölümlerinden biri, iktidara yönelik sert eleştiriler oldu. Ağıralioğlu, 23 yıllık iktidarın “mazeretlerle” yönetildiğini, ortaya çıkan enflasyon, faiz, işsizlik ve geçim sıkıntısı gibi sorunların iktidarın 2025 karnesini sorunsuz kılmayacağını söyledi. Emekli maaşlarından, atanamayan öğretmenlere; siftahsız esnaftan madde bağımlılığına kadar uzanan geniş bir toplumsal kesim listesini tek tek anarak, bu sorunlara yönelik gecikmiş müdahale eleştirisinde bulundu.“Bu enflasyon, bu faiz, bu işsizlik, bu geçim zorluğu… Emeklilerin feryadı, atanamayan öğretmenlerin çilesi… Bunların hesabı sorulmalıdır.”
Ağıralioğlu, iktidarın devlet kurumlarında partileşme ve liyakatın aşınmasıyla oluşan zaaflara da işaret ederek, “Valiler partili sistem yüzünden oyuncak oldu” gibi ifadelerle bürokrasideki sorunları dillendirdi.
Konuşmasında sosyal adalet teması öne çıktı. Emekliler, çıraklık mağdurları, özel okul öğretmenleri, dar gelirli aileler, siftahsız esnaf ve gençlerin sorunları Ağıralioğlu’nun programının merkezinde yer aldı. Partinin, yalnızca itiraz eden değil; çözüm üreten, “milleti ayağa kaldırmaya” talip bir siyaset vaat ettiğini vurguladı. “Biz millet için çıktık yola. Ömrümüz milletimizin yanında geçti. Devletimizi ve milletimizi sarıp sarmalayacak bir iradenin kuvveti olarak buradayız.”
Ağıralioğlu, “vatan savunması” söylemini yalnızca güvenlik boyutuyla sınırlamayarak ekonomik ve kültürel alanlara taşıdı. Türk parasının değerine, ihracat gücüne, nitelikli eğitime, iyi üniversitelerle rekabete ve tarımsal üretime dayanan bir savunma hattı kuracaklarını söyledi. Hamasi söylemlere karşın “üretimle savunma” vurgusunu öne çıkardı: “Vatan savunmasını lafla değil üretimle savunma kararlılığındayız… İyi eğitim, dünyanın en saygın üniversiteleriyle rekabet hattına kurduk vatan savunmamızı.”
Ağıralioğlu, konuşmasında uluslararası vicdan meselelerine de değindi. Gazze’de yaşananlara atıfta bulunarak, Doğu Türkistan’da yıllardır devam eden insan hakları ihlallerine dikkat çekti. Bu alanlarda suskun kalınamayacağını, milletin vicdanına hitap eden bir dış politika perspektifi izleyeceklerini belirtti.
Konuşma boyunca Ağıralioğlu, siyasete nezaket, ilkeye dönüş mesajını sık sık yineledi ve partisini “tevazu, nezaket ve birleştirmenin partisi” olarak tanımladı. “Seçim ne zaman olur bilmem ama seçime iktidar hedefleyenleriz” sözleri, partinin iktidar hedefini gizlemediğini gösterdi. Ayrıca geçmiş yönetimin yanlışlarıyla yüzleşip doğru muhasebe yapılması gerektiğini savundu.Ağıralioğlu, “Türk milleti kurtaran millettir, kurtulan değil. Bizim payımıza protesto değil, kudret düşer. Gazze’de çocuklar açlıktan ölüyorsa, bu bizim utancımızdır” ifadelerini kullandı.
Yavuz Ağıralioğlu, konuşmasına Gazze’deki insanlık dramını hatırlatarak başladı. Türk milletinin “kurtarabilen bir millet” olduğunu vurgulayan Ağıralioğlu, “Gazze’de çocuklar açlıktan öldü de bizim hissemize Diyanet’in mesajlarından oruç tutmak düştüyse bu bizim mahzunluğumuzdan çok utancımızdır. Türk milleti bir şeyle anılacaksa, zulmü durdurabilmekle anılır” dedi.
Ağıralioğlu, Türkiye’nin Gazze meselesinde etkisiz kaldığını belirterek, “Eğer bu devletin varlığı Gazze’ye bir pet şişe ulaştıramıyorsa, bu devletin kudretinde bir eksiklik vardır. Biz artık gıyabi cenaze namazlarını Gazze’de şehit olanlar için değil, harekete geçemeyen insanlığımız için kılıyoruz” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında uluslararası kurumların sessizliğini eleştiren Ağıralioğlu, “BM’yi, NATO’yu, insan hakları örgütlerini harekete geçiremedik. 8,5 milyar insanlık feryat figan bağırıyordu, bir alçağı durduramadık. Türk milleti bağırarak değil, zulmü durdurarak anılır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM kürsüsünde gösterdiği haritaları “kıymetli” bulduğunu ifade eden Ağıralioğlu, “Ama İsrail’in ihracat listesinde Türkiye’nin adını görmekten utanıyorum. Zulüm başka, ticaret başka diyen kurmayları duyuyorum, utanıyorum. Artık bize söz değil, söze uygun icraat lazımdır” ifadeleriyle dikkat çekti.
Ağıralioğlu, konuşmasının devamında Türkiye’nin dış politikadaki zafiyetlerine ve ekonomik bağımlılıklarına değindi: “Rahip Brunson’ı 100 yıl önce Abdülhamid’in elinden suikastçileri alanların torunları aldıysa, demek ki aynı hatayı hâlâ yapıyoruz. Para aramak zorunda kalanların sözü itibar doğurmaz. Dilenerek itibar toplanmaz. Biz kendi çiftçimizi ayağa kaldırmadan başka ülkelerin vergisini düşürerek vakarı koruyamayız.”
Anahtar Parti’nin kuruluş gayesini “memleketi yüksek ahlakla yeniden inşa etmek” olarak tanımlayan Ağıralioğlu, “Anahtar Parti, 23 yıllık iktidarın muhasebesini yapıp, ‘daha iyisini biz yaparız’ diyenlerin partisidir. Bu memleketi sizden alacağız, milletle alacağız, milletle yeniden kuracağız” diye konuştu.
Ağıralioğlu’nun “Memleketimizi sizden alacağız” sözleri salonda uzun süre alkışlandı.
Konuşmasının son bölümünde birleştirici bir ton kullanan Ağıralioğlu, siyasetteki kutuplaşmaya sert çıktı: “Böldünüz, biz birleştireceğiz. Parmak salladınız, biz severek alacağız. Kırdınız, biz toparlayacağız. Kürttü, Aleviydi, Sünniydi, bizdendi, sizdendi demeyeceğiz. 85 milyon bizim vatandaşımızdır. Bu memleketin her evladı bizimdir.”
Eğitimden ekonomiye, siyasetten sosyal barışa kadar birçok başlıkta vizyon ortaya koyan Ağıralioğlu, “Üniversiteleri gürül gürül fikir üreten merkezlere dönüştüreceğiz. Bizim hedefimiz; gençliğini yitirmemiş bir devlet, dirayetini kaybetmemiş bir millettir” dedi.
Konuşmasını büyük bir coşkuyla tamamlayan Anahtar Parti lideri, “Sizi sandıkta bekleyeceğiz. Sizi milletin vicdanında bekleyeceğiz. Devleti, milletiyle barıştıracağız. Bu ülkenin alnına yeniden adalet yazacağız” diyerek kürsüden indi.
Kongre sonunda partililer “Yavuz Başkan” sloganlarıyla uzun süre alkış tuttu.
Bolu’da medikal fabrikasında çıkan yangını söndürme çalışmaları başlatıldı.
Karacasu beldesi Büyük Berk Mahallesi mevkisinde faaliyet gösteren bir medikal fabrikasında, henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.
İhbar üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye, orman işletme ve sağlık ekibi sevk edildi.
Ekiplerin alevlere müdahalesi sürüyor.
BEİJİNG, 15 Temmuz (Xinhua) — Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, başkent Beijing’de Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar ile görüştü.
Aynı zamanda Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi olan Wang, pazartesi günü gerçekleşen görüşmede birbirine komşu iki büyük Doğu medeniyeti ve yükselen büyük ekonomiler olan Çin ve Hindistan’ın iyi komşuluk ve dostluk doğrultusuna bağlı kalmaları ve karşılıklı saygı ve güven, barış içinde bir arada yaşama, ortak kalkınma ve kazan-kazan işbirliğinin yolunu bulmaları gerektiğini söyledi.
Wang, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin geçtiğimiz yıl Rusya’nın Kazan kentinde gerçekleştirdikleri görüşmede ikili ilişkilerinin geliştirilip iyileştirilmesinin genel doğrultusunu belirleyen önemli bir uzlaşıya vardıklarını kaydetti.
İçinde bulunduğumuz yılın Çin ile Hindistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75. yıldönümü olduğunu hatırlatan Wang, ikili ilişkilerin istikrarlı şekilde gelişmesi ve artmasının kolay elde edilmediğini, bunun da onları daha değerli kıldığını ifade etti.
Wang, iki ülke liderleri tarafından varılan önemli mutabakatı hayata geçirmek, karşılıklı siyasi güveni sürekli olarak artırmak, etkileşim ve işbirliğini güçlendirme amacıyla orta noktada buluşmak, farklılıkları düzgün şekilde yönetme amacıyla büyük resmi dikkate alarak hareket etmek, Shanghai İşbirliği Örgütü gibi çok taraflı platformlar aracılığıyla koordinasyonu güçlendirmek ve Çin-Hindistan ilişkilerinin sürekli, sağlıklı ve istikrarlı gelişimini teşvik etmek üzere Hindistan ile çalışmaya istekli olduklarını söyledi.
İki tarafın da çok taraflılığı desteklediğini ve uluslararası düzenin daha adil ve makul yönde gelişmesini temenni ettiklerini belirten Wang, Hindistan ile iletişim ve koordinasyonu artırmaya ve ortaklaşa çok taraflı ticaret sistemini, küresel sanayi ve tedarik zincirlerinin istikrarını ve uluslararası açıklık ve işbirliği ortamını korumaya istekli olduklarını vurguladı.
Wang, eşit ve düzenli bir çok kutuplu dünya ve evrensel olarak faydalı ve kapsayıcı bir ekonomik küreselleşmeyi teşvik etmek ve bölgesel barış, istikrar, kalkınma ve refahı teşvik etmek için Küresel Güney’in ortak çıkarlarını korumak üzere Hindistan ile çalışmaya istekli olduklarını da sözlerine ekledi.
Jaishankar ise iki ülke liderlerinin Kazan’da gerçekleştirdiği görüşmenin, Hindistan-Çin ilişkileri için önemli rehberlik sağladığını ve çeşitli alanlarda ikili etkileşim ve işbirliğinin olağan seyrine dönmesini sağladığını söyledi.
Jaishankar, Hindistan vatandaşlarının, Çin’in Xizang (Tibet) Özerk Bölgesi’ne yapacakları hac ziyaretlerinin yeniden başlatılmasından dolayı müteşekkir olduklarını ifade etti.
Hindistan ve Çin’in rakip değil, kalkınma ortakları olduğunun altını çizen Jaishankar, Çin ile ilişkilerini uzun vadeli bir bakış açısıyla değerlendirmeye, diplomatik ilişkilerin 75. yıldönümünü ortak çıkarlara odaklanmak için bir fırsat olarak değerlendirmeye, karşılıklı fayda sağlayan işbirliğini derinleştirmeye, halklar arası etkileşimi artırmaya ve sınır bölgelerinde barış ve huzuru ortaklaşa korumaya istekli olduklarını söyledi.
Jaishankar, farklılıkların anlaşmazlıklara, rekabetin ise çatışmaya dönüşmemesi için iki tarafa da ikili ilişkilerdeki olumlu faktörler üzerinde çalışma çağrısı yaptı.
Hindistan’ın stratejik özerkliğe bağlı olduğunu ve bağımsız bir dış politika izlediğini belirten Jaishankar, çok kutuplu dünyayı teşvik etmek üzere Çin ile çok taraflı düzeylerde koordinasyon ve işbirliğini güçlendirmeye hazır olduklarını ifade etti.
Jaishankar, Shanghai İşbirliği Örgütü zirvesine dönem başkanı olarak başarılı şekilde ev sahipliği yapması konusunda Çin’e tam destek verdiklerini de sözlerine ekledi.